Reyting Chef

Türk televizyonunda son senelerin, yabancı formatlı bir şef yarışması var. Kırmızı ve mavi takım olarak ayrılan yarışmacılar, yarışları kaybebetmemeye ve elenmemeye çalışıyor. Zaten siz çoktan hangi yarışmadan bahsettiğimi anladınız.

Bu yapım şirketinin yarışmalarından şimdiye kadar çok sansasyon yaratan ve kötü şöhretle anılan 2 yarışmacı çıktı. Bu olay yapım şirketine çok ciddi eleştirileri de beraberinde getirdi.

Bu dönem, bu şef yarışmasındaki 26 yaşındaki erkek yarışmacılardan birinin 8 sene evvelki sosyal medyada paylaştı yazılar medyaya servis edildi. Bu arada, yarışmanın yarısı çoktan tamamlandı desek yalan olmaz. Yani yarışma başladıktan 6-7 hafta sonra bu yazışmalar ortaya çıktı ve yapımcı bu yarışmacının diskalifiye kararını sosyal medyasından duyurdu.

Yarışmacınım yazdığı yazıların hepsini okumadım ancak çok desteklenecek laflar olmadığını söyleyebilirim. Nahoş, gereksiz, hakaretvari gibi gibi pek çok sıfat yakışırmanız mümkün. ANCAK bunlar yarışmacı 18 yaşında iken yazılmış yazılar.

Geçen seneki ben ile bu seneki ben arasında çok fark var. 18 yaşındaki ben, ben zaten değilim. Bunun aksini kendisi için söyleyen çıkar mı, sanmam. Hele 18 yaşındaki bir erkekten bahsediyorsak…

Daha önceden kötü şöhretli, eleştirilerin hedefi olan yarışmacı çıkartmış bir yapımcının, eğer ağzı yandı ise daha ilk başta bu yarışmanın castını seçerken soruşturma yapması gerekmez miydi? Nitekim, yarışmacılar da bu uzun soluklu yarışmalara katılırken ardında pek çok düzen, pek çok fırsat bırakabiliyor. Siz, düzenini ve belki fırsatları geride bırakmış bir yarışmacıyı haftalarca oyalayıp finale sayılı zaman kala diskalifiye ederseniz sağlamaya çalıştığınız adaletten şüphe duyarım.

“Ahlak” gerekçesi altında diskalifiye edilen yarışmacının fikirleri varken, eylemleri yüzünden ceza alması gereken pek çok suçlunun dışarda olduğunu unutmak mümkün mü? Kaldı ki, benzer söylemleri yine o yapımdan çıkan çok ünlü insanlar da kaleme almışken.

Geçmişten dolayı insan karalamayı pek seven bir milletiz. Kimse evinin önünü süpürmez ama hep karşı evlere laf ederiz. 8 yılda bir gencin kendine amaç edinip, tabiri caizse efendi olduğunu göstermek, nice genci bu yolda teşvik etmek yerine, geçmişten dolayı reyting uğruna harcamak ham bir davranıştır bana göre.

Reyting uğruna dedim çünkü kadroya alınan birinin değil, alınmak istenen birinin fikrine bakılmalı, bu kadar elzemse şayet. Işe alımlarda bile kişinin siciline alımdan sonra değil, önce bakılır.

Kadın, erkek, genç, yaşlı… Amacı olan, amaç edinen, çabalamaya sevk eden bir yarışmanın ileriyi göstermek yerine geçmişten kalem kırmayı seçmesi televizyon tarihine ve hatta yapımın siciline bence eksi olarak geçmiştir. Burada yazdıklarımdan diskalifiye olan kişinin fikirlerini desteklediğim sonucu çıkmasın, dedim ya tamamını okumadım. Ancak bu olay pek çok açıdan kötü bir kriz yönetimi örneğidir.

Birisi “Reyting Chef” üzerinde düşündü

Yorum bırakın